teknoloji | Tokatla

SSD Arabirimler Nelerdir?

Günümüzde hızlı ve güvenli depolama denilince akla ilk olarak SSD’ler gelmektedir. Son zamanlarda bilgisayarlarda giderek daha fazla görülmeye başlayan SSD’ler, yavaş yavaş geleneksel sabit sürücülerin yerini alıyor. Katı hal sürücülerin ön plana çıkmasından bu yana SATA II 3Gb/s hızları kısa sürede maksimum potansiyellerine ulaştı.

Benzer bir durumun SATA III 6 Gb/s için de geçerli olduğunu söyleyebiliriz. Bugün satılan hemen hemen tüm SATA III SSD’ler 6Gb/s ile sınırlıdır. Yakın zamanda yeni bir SATA standardının ortaya çıkıp çıkmayacağı bilinmiyor.

Son yıllarda ortaya çıkan yeni arayüzler o kadar etkileyici bir yapıya sahip ki yeni SATA standardını gereksiz kılıyor. Bu arayüzler M.2, U.2, NVMe gibi yeni terimler olarak karşımıza çıkıyor.

Her şeyden önce, SATA standardı hakkında söylenmelidir. SATA III, uzun zamandır bu sektörde resmi olmayan kazanan olmuştur. Ancak yeni yetenekler ortaya çıktıkça SATA standardı hız açısından geride kalmaya başladı. SATA 3.2 veya SATA Express’in en yeni sürümü, anakartın PCIe hatlarına bağlı olarak 8 ila 16 Gbps hızlar sunabilir. Hızdaki bu artış SATA III’e kıyasla kayda değer olsa da, SATA Express daha yeni alternatiflerin çok gerisinde kalıyor. Üstelik SATA Express destekli bir SSD bulmak kolay değil.

M.2

İlk etapta yeni nesil form faktörü (NGFF) olarak adlandırılan M.2 arayüzünün en önemli özelliği, küçük sürücülere izin vermesidir. Bugün satılan çoğu M.2 SSD’ler 12-30 mm x 16-110 mm’dir. Bu küçük boyutlar, M.2 sürücülerini dizüstü bilgisayarlar için özellikle etkili bir seçenek haline getirir. SATA III ve PCIe desteğine sahip M.2, hız açısından etkileyici bir performans sunar. Anakartınız 4 veya daha fazla PCIe hattını destekliyorsa M.2 SSD’ler ile 32 Gbps hızlara ulaşmak mümkün hale geliyor.

M.2, hem AHCI hem de NVMe arabirimlerini destekleyerek, PCIe arabirimi sayesinde teorik olarak PCIe SSD’lerle aynı bant genişliğinde aynı performansı sunabilir. Elbette bu değerler SATA M.2 sürücüler için geçerli değildir. Ancak, bu sürücüler M.2 form faktörünü kullanan SATA sürücüler olduklarından, normal SATA III sürücülere göre çok az performans artışı gösterirler.

U.2

U.2 veya orijinal adıyla SFF-8639, oldukça yeni bir depolama arabirimidir. U.2 şimdi bazı 2,5 inç PCIe sürücülerinde görünüyor. M.2’den farklı olarak U.2 sürücüleri, dizüstü bilgisayarlardan ziyade masaüstü ve sunucu sistemlerinde yer bulmuştur. U.2, büyük anakart geliştiricileri tarafından desteklense de, bu arabirim çoğu anakartta desteklenmez. Halihazırda bir U.2 sürücünüz varsa, kullanabilmeniz için bu sürücüyü ana kartınıza bağlamak için bir U.2 – M.2 dönüştürücü satın almanız önemlidir.

NVMe

Non-Volatile Memory Express’in kısaltması olan NVMe, öncelikle AHCI protokolünün yerini alacak şekilde tasarlanmıştır. AHCI, birkaç yıl önce eski IDE protokolünü değiştirdi. AHCI ile geleneksel sabit diskler, veri indirme işlemlerini çok daha verimli bir şekilde yönetir. Ancak SSD’ler böyle bir verimlilik göstermezler. NVMe ile SSD’ler büyük komut kuyruklarını daha verimli bir şekilde işleyebilir. NVMe ayrıca modern katı hal sürücülerinin paralellik özelliğini daha iyi kullanabilir.

Windows 7’den bu yana tüm Windows sürümleri, yerleşik NVMe sürücüleriyle birlikte gelir. Linux’a gelince, NVMe protokolü 2012’den beri destekleniyor ve gün geçtikçe gelişmeye devam ediyor.

Projeksiyon Perdesi Nedir?

Günümüz de her geçen gün gelişmekte olan teknoloji yeni bir ürün ile karşımıza çıkarken, bazı ürünler de oldukça uzum ömürlü olarak birçok alanda uzun süreli bir şekilde hizmet vermekte ve katma değer katmaya devam etmektedir. Bu teknolojik aletlerden biri de projeksiyonlardır. Projeksiyon cihazları, okullardan hastanelere, kahvehanelerden askeri birliklere, kütüphanelerden camilere kadar, saymakla bitmeyecek birçok yerde, oldukça fazla bir şekilde kullanılmaktadır. Hayatımıza kısa bir süre önce girmiş olsa bile, her geçen gün, kullanımını hızlı bir şekilde artırmaktadır. Projeksiyon cihazları öneminin ve kullanımının artması, cihazlardan elde edilecek olan verimin de nasıl bir şekilde artacağı çabası ile elde edilmekte olan, fixed perdesi ve motorlu projeksiyon perdesi gibi aksesuarlar, mevcut olan teknolojiden en yüksek düzeyde verim elde etmek için üretilmiş olan, oldukça kıymetli araç ve gereçlerin arasında yer almaktadır. Projeksiyon perdeleri, var olan teknolojiyi, fayda ile kullanmak için oldukça önemli olan kalitenin, en yüksek düzeye çıkarmak için fixed perdesi ve motorlu projeksiyon perdesi ile bunu başarmak mümkündür. Projeksiyon perdeleri üzerinde oluşmakta olan görüntü, özellikler fixed projeksiyon perdelerin de, oldukça LED ve LCD erkan kalitesinde, verim ile dikkat çekebilmeyi başarırken, LED TV ya da LCD TV ile projeksiyon perdesi aralarında oluşmakta olan fiyat aralığı ve verim karşılaştırıldığında, projeksiyon teknolojisinin ömrü oldukça uzun olacağını göstermektedir.

Projeksiyon Perdesinin Özellikleri

Perdenin kalitesi, projeksiyon cihazınızdan elde etmiş olacağınız görüntü kalitesine etki etmek olan önemli faktörlerden biridir. Evlerimiz de home cinema amacı ile ya da iş yeriniz de sunumlarınızı göstermek için seçimlerin etkisi önemlidir. Bu özelliklerden ilki olarak, projeksiyon perdesinde kullanılmakta olan kumaştır. Çünkü özel bir projeksiyon perdesini seçerken, projeksiyon yüzeyinden farklı bir şekilde, sıradan bir kumaşın kullanılması, görüntüde çözünürlük kaybına neden olmaktadır. Aynı zaman da, bazı kaliteli projeksiyon yüzeyleri, 1. 1 ya da 1. 2 değerlerinde kullanım özelliğine sahiptir. Bu özellik, kullanmış olduğunuz perdenizin, projeksiyon cihazınızın sahip olmuş olduğu ışık güçlerine, belirli bir oranda kazanç sağlaması söz konusudur. Bir diğer unsur ise, perdenizin arka tarafına ışık geçip geçmediğidir. Projektörünüz ile projeksiyon perdenize yansıtama yaptığınızda, ekrana yansıyan görüntünün arka tarafına geçmesi, ışık gücü kaybına neden olmaktadır. Bu durumda ön yüzeye yansıtılan görüntü de parlaklığın azalmasına sebebiyet vermektedir. Herhangi bir projeksiyon sistemi üzerinde, seyir zevkini artırmakta olan bir başka özellik de perdenin çevresinde ki siyah çerçevedir. Projeksiyon perdenizin ön tarafını çevrelemekte olan siyah çerçeve, oynatılmış olan içerik ile kontrast oluşturarak, perdeye yansıyan renklerin daha net ve daha canlı bir şekilde algılamasına sağlamaktadır. Bu özelliklere ek olarak, projeksiyon perdenizin cinsine göre, stor ya da tripod mekanizmasına ve ya motorun sağlamlığı ve kullanım kolaylığı da dikkat edilmesi gerekmekte olan diğer faktörler arasında yer almaktadır.

Casus Kameralar Nelerdir ve Ne İşe Yararlar?

Kameralar son birkaç yıldır hayatımızın vazgeçilmez şeyleri arasındaki yerini aldı. Bazı kameralar güvenlik amacıyla bazıları ise günlük hayatın gereği olarak halen kullanılmaya devam edilmektedir. Bazı yerlerde cep telefonu kameranız ile ya da fotoğraf makineniz ile çekimler yapabiliyorken bazı yerlerde görüntüleme cihazlarının kullanımı yasak olduğundan kullanamazsınız. Böyle durumlarda casus kamera olarak isimlendirilen gizli kameralardan yararlanabilirsiniz. Herhangi bir objenin içine sığabilen boyutlarda üretilen minik kameralar sayesinde birçok farklı alanda görüntüleme yapabilirsiniz.

Çocuk güvenliği için casus kamera

İşiniz gereği çocuğunuza kendiniz bakamıyor ve bir bakıcı tutmak zorunda kalıyorsanız gözünüz bazen arkada kalabilir. Çünkü çocuk bakıcılarının hepsi olmasa da ne yazık ki bazıları çocuklara kötü muamelede bulunabilmektedir. Eğer çocuğunuz bakıcısı ile zaman geçirdikten sonra tuhaf hareketlerde bulunuyor ve davranışları değişiyorsa bir sorun var demektir. İşte böyle bir sorunda bakınızın çocuğunuza nasıl davrandığına ilişkin bilgi sahibi olmak için casus kameralardan yararlanabilirsiniz. Çocuğunuzun oyuncağının içine ya da duvar saatinizin içine kamera yerleştirebilir ve çocuğunuzun bakıcı ile geçirdiği zamanı kayıt altına alabilirsiniz. Ortada bir sorun varsa bakıcınıza gereken cezanın verilmesi için kamera kayıtlarını kullanabilirsiniz.

Gizli araştırmalarınızda kullanabilirsiniz

Bir gizli araştırma yürüyorsanız ve siz yokken o yerde ne olup bittiğini öğrenmeniz gerekiyorsa gizli kameralardan faydalanabilirsiniz. Gözetlemeniz gereken yere hediye olarak ya da gizli bir şekilde yerleştireceğiniz casus kameralar dışarıdan bakıldığında görülmeyecektir. Ancak işlevini yerine getirip ortamın kaydını tutacaktır.

Casus kameralar minik boyutları ile hemen hemen her şeyin içine sığabilmektedir. Piyasada hazır halde satılan casus kol saati, casus duvar saati, casus usb bellek vb. gibi birçok ürün bulunmaktadır. Dilerseniz bunlardan birini satın alabilir, dilerseniz de minik kameralardan alıp neyin içine koymanız gerekiyorsa oraya kamera yerleştirebilirsiniz.

Atari Oyunlarını Unutan Bizden Değildir?

Ne playstation ne X-Box iyi ki yıllar önce hayatlarımıza girmiştin atari. Yeni neslin asla bilemeyeceği ve hissedemeyeceği duyguları biz atari ile yaşadık. Mario prensesini kurtarmak için ter dökerken karşılaştığı zorluklara beraber göğüs gerdik, mario her ateşe düştüğünde bizim de canımız yandı, Mario’ya atılan her bir çekip sanki bize gelmiş gibi yaktı canımızı. Birkaç yıl önce oynadığımız atarinin verdiği zevki ne playstation ne de X-Box verebilir. Bir defa atari ile oyun oynarken bir kez yola çıktığımızda geri dönüşü olmadığını biliyor ona göre oyunları adeta gerçek hayatta mücadele eder gibi oynuyorduk. Çünkü Plastation ve X-Box oyun konsollarında olduğu gibi ataride kaldığın yeri kaydedip sonra devam etme özelliği yoktu. Mario ile prensesi kurtarmak için yola çıktığımızda amacımıza ulaşana kadar ya da canımız bitene kadar durdurak bilmez karşımıza çıkan her bir canavar ile sonuna kadar savaşırdık. Ne çekiç atan kaplumbağalar engel olabilirdi prensesi kurtarmamıza ne de üstümüze yağan kurşunlar. Bir şarkının sözlerindeki gibi ‘’bombalar yağardı üzerimize biz durmadan prensese koşardık.’’ Ne kadar güzel günlerdi o zamanlar.

Prensesi biz kurtarırdık o inatla yine esir düşerdi. Ama hiçbir zaman prensesimizi esir olarak bırakmadık. Atari oyunlarının Mario’dan sonra en unutulmaz olanları arasında yer alan ikinci oyun ise ördek vurma oyunudur. Geçerdik televizyonun karşınıza, elimize silahımızı alırdık ve ördeklerin bir bir ekrana gelmesini bekleyip nişan aldıktan sonra ateş ederdik. Her birimiz evimizin konforunda birer usta ördek avcısıydık o zamanlar. Her seviyede en az vurulması gereken ördek sayısı kadar ördek vurmaya çalışır, ördek vuramadığımızda bize gülen av köpeğimize uyuz olurduk. Şüphesiz ki bu oyunun en heyecan verisi yanı ilk 5 seviyeden sonra ördeklerin ekranın sağından soluna ışık hızında uçuyor ve zor vuruluyor olmasıydı. Her ne kadar zorlayıcı bir oyun olsa da vurduğumuz ördek sayısını her seferinde daha yüksek bir seviyeye getirmeye çalışıyor ve kendi sınırlarımızı zorluyorduk. Bizler bir atari oyunu ile mücadele etmeyi öğrenen, zorluklara karşı direnç kazanmayı bu oyunlar ile kazanmış nesillerdik.

Ördek vurma oyununda bahsettiğimiz gibi atari oyunları aslında sadece bir oyun değil aynı zamanda bir eğitim aracıydı bizim için. Siz hatırlar mısınız bilemiyoruz ama bizim atari oyunları içerisinde unutamadığımız üçüncü oyun tank oyunudur. Bu oyunda amaç gümüş kuşu korumak ve düşman tanklarının bu gümüş kuşu yok etmesini engellemekti. Bu oyun size ne kazandırdı derseniz stratejik düşünmeyi kazandırdı. Çünkü tank oyununda gümüş kuşun etrafına koruyucu kalkan yerleştirme görevi vardı ve bu görevi en doğru strateji ile yapanlar en iyi şekilde gümüş kuşu koruyorlardı. Bu oyun bizlere tehlikelere karşı varsayımlı yaklaşımı da öğretti. Mesela gümüş kuşa doğru hızla gelen iki düşman tankının hangisinin daha önce etkisizleştirilmesi gerektiğine karar vermek tehlikelere karşı doğru varsayımı üretmeyi öğretti bizlere. İyi ki hayatımızda atari varmış ve iyi ki bu oyunlar ile zaman geçirmişiz. Playstation ve X-Box oyunlarınız ile çok ama çok eğlenmenizi dilerken bulabiliyorsanız arada bir de atari oyunlarını oynamanızı tavsiye ederiz.

Etiketler: atari / atari oyunları / Plastation / X-Box