Gizemli Bir Şekilde Yok Olan Uygarlıklar

Antik çağlarda birçok uygarlık yaşamış ve bu uygarlıkların birçoğu sayesinde günümüz inşa edilmiştir. Fakat dönemin oldukça büyük birçok uygarlığı da oldukça gizemli bir şekilde kaybolmuştur. İşte bu uygarlıklardan bazıları.

Maya Uygarlığı

Dünyayı Kolomb öncesi ve sonrası düşünecek olursak Maya Uygarlığı da Kolomb öncesi dünyanın en gelişmiş uygarlığı olarak yer alıyordu. Güney Meksika ve Orta Amerika’da yer alan bu uygarlıkta iş hanları, balo salonları ve daha birçok yapı yer alıyordu. Bunun dışında da bilimde de gelişmiş olan bu uygarlığın sakinleri bu toprakları terk etmeye başladı. Tarihçilerin bir kısmına göre bunun sebebi kuraklıkken diğer bir kısma göre de sebep salgın hastalık.ortadan yok olan uygarlıklar, gizemli bir şekilde kaybolan uygarlıklar, bir anda ortadan kaybolan uygarlıklar

Anasazi

Colorado ve New Mexico eyaletlerinin şu anda olduğu konumda yer alan bu uygarlık 12. ve 13.yüzyılda yaşayan bir uygarlık. Özellikle yapmış oldukları yüksek binalarla ön plana çıkan bu uygarlığın yok olmasındaki sebepler olarak kuraklık hatta yamyamlık gibi teoriler de öne sürülüyor.

Paskalya Adası Halkı

Aslında bu uygarlığın bitmesindeki en önemli etken de kendi kendilerinin sonunu getirmeleri olarak gösterilebilir. Neredeyse tüm ağaçları kesen ve daha sonrasında ektikleri tohumlar henüz büyümeden bunları tüketen bu halk bu sebeple besin konusunda ve kuraklık konusunda sürekli sıkıntı yaşamıştır. Tüm bunların yanı sıra köle ticareti, çiçek hastalığı gibi hastalıklar da eklenince sayıları 1800’lü yıllarda 100’lü seviyelere kadar düşmüştür.

Grönland Vikingleri

Grönland’da yer alan bu uygarlık oldukça gelişmiş bir uygarlıktı. Hem hayvancılıkta gelişmiş bunun yanı sıra inşa konusunda da oldukça başarılı bir uygarlıktı. Fakat bu uygarlığın nüfusu 5000 seviyesine gelmiş olsa da daha sonrasında 1721 yılında buraya gelen misyonerler burada herhangi bir Grönland Vikingleri bulamadı. Bununu için tarihçilerin birçok tahmini bulunmaktadır. Bu tahminlerden ilki 14.yüzyıl ile birlikte buraya buzullar sebebiyle giriş çıkışların kapanması olarak gösterilmiştir. Bunun yanı sıra küçük buz çağları yaşanması sebebiyle toprağın veriminin düşmesi de bu uygarlığın sonunu getirmiş olabilir ki bu topraklarda Eskimo ve Dorsetler de yok olmuştur.

Yaya kurye kime denir?

Herkesin dikkatini çekmiştir son zamanlarda kurye firmaları her yerde mantar gibi bitmeye başladılar. Ayrıca bunun yanında satış yapan perakende dükkanlarında kurye hizmetleri işletmelerin olmazsa olmazı konumuna geldi. Dünya nüfusunun hızla artması, zamanın gittikçe değer kazanması bu hizmetinde büyük bir sektör haline dönüşmesine vesile oldu. Kuryeliğin birçok çeşidi vardır. Bunlardan birini de yaya kurye olarak sayabiliriz.yaya kurye, yaya kurye olmak, kimler yaya kurye olabilir

Yaya kurye götüreceği evrağı, gıdayı ya da eşyayı yürüyerek veya toplu taşıma araçlarını kullanarak götürür. Anlaşıldığı gibi ünvanın içinde yaya geçtiği için sadece yürüyerek götürülecek manasına gelmiyor. Genellikle yakın mesafede halledilmesi gereken işleri yaya kuryeler halleder. Daha geniş bir alanda iş yapılacaksa motorlu kuryeler ya da arabalı kuryeler devreye girer.

Son dönemlerde kurye firmalarının fazlasıyla iş alması ve kurye firmaları arasında rekabetin artmasıyla yollarda yürüyen kuryeler görmek oldukça zorlaştı. Artık hemen her kuryenin ya motoru yada arabası var. Kurye işinde en önemli şey zamanlamadır. Eğer götürülmesi gereken şey gideceği yere geç gidiyorsa kurye hizmetinin hiçbir anlamı kalmaz. Kurye hizmetlerinde müşteri memnuniyetinin temel taşı zamanında işin halledilmesidir. Ayrıca zaman sorunu dışında birbirlerinin önüne geçmek isteyen kurye firmaları müşteri ilişkilerine de oldukça önem vermeye başladılar.

Kurye firmaları eleman alımı gerçekleştirirken artık birçok kritere dikkat ediyorlar. Örneğin kesinlikle her kuryenin ehliyeti olmalıdır. Buradan da anlayacağımız gibi sadece yaya kurye gibi bir durum söz konusu değildir. Ayrıca kurye elemanlarının iletişim becerileri yüksek olmalıdır çünkü gerektiğinde müşteri ile yüz yüze diyalog kurmak durumunda kalacaktır. Bazı kurye firmaları eğitim durumunu da göz önüne alıyor. Ayrıca kurye hizmeti yapan kişinin becerikli, hafızası kuvvetli kişiler olmaları da çok değerlidir. Çünkü kuryelik geniş bir adres bilgisi gerektirir.

Bir daha tekrarlamakta fayda var yaya kurye işini yürüyerek ya da toplu taşıma araçlarını kullanarak halleden kurye tipidir. Son zamanlarda bu kurye tipine rastlamak çok zordur çünkü sayıları her geçen gün aşağıya inmektedir.  Zamanla da bu kurye tipi literatürden kalkabilir.

En İyi Mafya Filmleri

Mafya filmleri sinema tarihinde oldukça önemli bir yere sahiptir. İşte bu türün en iyi örneklerini inceleyelim.

Eşkıya-1996

Yavuz Turgul’un senaryosunu yazdığı Şener Şen ve Uğur Yücel’in başrolde olduğu Eşkıya arkadaşı sebebiyle hapse giren bir mahkumun hayatını ele alıyor. Hapisten çıktıktan sonra arkadaşını bulup intikamını almak isteyen Baran üstüne arkadaşının sevdiği kadını da alıp İstanbul’a kaçtığını öğrenir.en iyi mafya filmleri, mafya filmleri listesi, tavsiye ettiğimiz mafya siteleri

Carlito’nun Yolu-1993

Carlito geçmiş dönemlerde işlemiş olduğu suçlar sebebiyle hapis yatıp hapisten yeni çıkmıştır. Eşiyle yeniden temiz bir hayata başlamak istese de geçmiş bir türlü yakasını bırakmaz. Üstüne avukatının da yaptığı hatalar eklenince Carlito için tek çare eski dostlarıyla bir araya gelmek olacaktır.

Kapışma-2000

Brad Pitt’in başrolünde olduğu film Londra’da geçmektedir. Filmde ilk olarak iki farklı mafya grubunun yaşadığı olaylar ele alınmaktadır ilk başta bu iki grubun birbiriyle hiç bir bağlantısı yokmuş gibi gözükse de zaman geçtikçe bu iki grup karşı karşıya gelmeye başlayacak ve film oldukça karışık bir hal alacaktır.

Scarface-1983

Tabii ki mafya filmleri denildiği vakit Al Pacino ayrı bir öneme sahip. Al Pacino Tony Montana’yı canlandırmaktır. Kübalı Montana Miami’ye gelip burada suç dünyasında kendisine yer bulur. İlk başlarda başkalarının emri altında çalışsa da daha sonrasında kendi imparatorluğunu kuracak ve olaylar hızlanacaktır.

Rezervuar Köpekleri-1992

Tarantino’nun hem yönetmen hem de oyuncu olduğu filmde konu bir elmas soygunudur. Fakat bu soygun sırasında planlar ilk etapta istenildiği gibi gidiyor olsa da daha sonrasında grup arasında bir casus olduğu anlaşılır fakat sorun casusun kim olduğunu bilmemektir.

The Godfather-1974

Sadece mafya değil tüm filmler arasında en iyi filmler arasında gösterilen The Godfather yani Baba serisi IMBD’de aldığı 9.1 puanla da top 250’de 2.sırada yer alıyor. Don Corleone ve ailesini ele alan filmin çok farklı bir havası var ki sonrasında çekilen tüm mafya filmlerine referans olmuş durumda. Marlon Brando ve Al Pacino gibi ünlü iki isme yer veren film 3 seriden oluşuyor.

Futbol Tarihinin En İyi İkilileri

Bazı futbolcular vardır ki onların ismini duyduğumuz zaman anında aklımıza en iyi anlaştığı futbolcular gelmektedir. İşte bu listede de futbol tarihinin en iyi ikililerini inceleyeceğiz.

Iniesta & Xavi (Barcelona)

Inıesta ve Xavi Barcelona’nın dünya futboluna damga vurduğu esnada Barcelona’nın vazgeçilmez ikili orta sahasıydı. Sadece Barcelona’da değil aynı zamanda İspanya Milli Takımı’nda da bu ikili banko yer alıyordu.futbol ikilileri, en iyi futbol ikilileri, en iyi futbol partnerleri

Andy Cole & Dwight Yorke (Manchester United)

Manchester United’in Şampiyonlar Ligi şampiyonu olduğu 1998-1999 sezonuna damga vuran bu ikili takımlarının gol yükünü de çeken iki forvetti. Rakip oyuncularının savunmada korkulu rüyalarıydı.

Dennis Bergkamp & Thierry Henry (Arsenal)

Arsenal her ne kadar bugünlerde eski ihtişamlı günlerinden uzak olsa da bir zamanlar yenilmesi oldukça güç bir takımdı. 2001-2002 ve 2003-2004 sezonlarını Premier Lig şampiyonu olarak tamamlayan Arsenal’in hücum hattında olan bu ikili de zaten dünya futbolunun en ikon futbolcuları arasında yer alıyor.

Uche & Högh (Fenerbahçe)

1995-1999 yılları arasında Fenerbahçe stoper hattının anahtarı bu ikilideydi. Hala günümüzde Fenerbahçe taraftarının aradığı stoper anlayışına uygun iki isim olduklarını söylemek mümkün olacaktır.

Gheorghe Popescu & Bülent Korkmaz (Galatasaray)

Galatasaray’ın Uefa Kupası’nı aldığı sezon sarı kırmızılı ekibin stoper hattı bu ikiliye emanetti. Galatasaray’ın şampiyonluğunda iyi bir şekilde savunma yapmasındaki aslan payı tabii ki böyle üst düzey bir ikiliye sahip olmalarıydı.

Maldini & Nesta (Milan)

Milan özellikle 2000’li yılların ilk yarısında fırtına gibi esiyordu. Dünyanın en iyi futbolcularını kadrosunda bulunduran Milan’da Maldini ve Nesta ikilisi de savunma anlamında üst düzey performans gösteriyordu.

İlhan Mansız & Ahmet Dursun (Beşiktaş)

Beşiktaş’ın şampiyon olduğu 2002-2003 sezonunda bir ikili söyleyin desek her Beşiktaşlının aklına gelecek ikili. Forvet hattında oldukça etkili bir performans göstererek o sezonki şampiyonlukta aslan paylarından birine de bu ikili sahipti.

Arçil & Şota (Trabzonspor)

Trabzonspor taraftarının her zaman saygı ve sevgiyle andığı iki isim olan Arçil ve Şota aynı zamanda ikiz kardeşlerdi.

Gerçek Aşkı Bulmak İsteyenlerin Dikkat Etmesi Gerekenler

Birçok kişi gerçek aşkı arar. Mevcut ilişkilerinden dahi pek mutlu olmazlar ve hala gerçek aşkı bulamadıklarını düşünürler. İşte bu noktada gerçek aşkı arayan kişilerin ne tür konulara dikkat etmesi gerektiğini inceleyeceğiz.

Öncelikle kişi kendisini sevmeyi bilmelidir. Çünkü kendisini sevmeyen kendisiyle barışık olmayan bir kişinin gerçek aşkı bulması da imkansızdır çünkü kendisini sevmeyen biri bir başkasını tam anlamıyla sevemeyecektir. Bunun yanında aşık olduğunuz kişiyle sürekli mutlu bir yaşam süreceğinizi düşünüyorsanız da bu en büyük yanılgıdır. Çünkü gerçek hayat filmlerden çok farklıdır. Belki de bu zamana kadar aşık olduğunuz kişilerle tartışmalar yaşadığınız için onun gerçek aşkınızın olmadığını düşünüyor olabilirsiniz. Bu sebeple ilişkilerde yaşanması muhtemel inişler ve çıkışlara hazırlıklı olmak gerekir. Bu tür durumlarda karşı taraftan soğumak büyük bir hatadır.gerçek aşkı bulmanın yolları, gerçek aşk nasıl bulunur, gerçek aşkı bulmak isteyenler nelere dikkat etmeli

Bazı ilişkilerde iletişim sorunu ciddi bir sorundur. Yani kişinin partneriyle iletişim kurarken zorlanması, konuşacak konu bulamaması ve bu sebeple de sürekli azalan bir iletişim durumunu ele alalım. İşte bu tür durumlarda tüm zorlamalara rağmen iki taraf da iletişim kurmakta zorluk çekiyorsa böyle bir durumda gerçek aşktan söz etmek de mümkün olmayacaktır. Bunun yanı sıra birçok kişinin düştüğü hatalardan bir tanesi de hayatının aşkını bulduğu zaman her şeyin onun için iyi olacağını düşünmesi. Fakat kişinin iş hayatında, aile hayatında, sosyal çevresinde sorunları varsa ve bu sorunları sebebiyle kendisini mutsuz hissediyorsa bunu ilişkisine bağlamak da karşı tarafa yapacağı en büyük yanlış olacaktır.

Kişilerin en büyük yanlışlarından biri de ilişkilerinde çok fazla acı çektikleri zaman bunu çok fazla aşık olmaya bağlamalarıdır. Yukarıda belirtmiş olduğumuz gibi ilişkilerde inişler ve çıkışlar doğaldır. Fakat sürekli bir inişten de bahsetmek mümkün değildir. Yani dengesiz bir durum olduğu zaman ayrılmak en iyi seçenek olacaktır. Son olarak da gerçek aşkı ve mutluluğu arayan kişiler partnerlerini ne kadar çok severlerse sevsinler çizgilerini çekmeli ve karşı tarafında çizmiş olduğu çizgiye saygı duymaları gereklidir.

Bazı Meslek Hastalıkları

Bazı meslekleri düşündüğümüz vakit sürekli aynı şeyleri fiziki olarak yaptıklarını görüyoruz. Örneğin bir grafik tasarımı yapan kişi sürekli bilgisayar başında vakit geçirir bu tür örnekleri çoğaltmak da mümkündür. Peki bu durumların insan sağlığına etkisi var mıdır diye soracak olursanız elbette ki vardır. İşte bazı mesleklerin beraberinde getirebileceği meslek hastalıkları.meslek hastalığı nedir, meslek hastalıkları, meslek hastalığı neden olur

Şoför Kırığı

Şoför kırığı ya da bilinen diğer adıyla Hutchinson kırığı aslında geçmişte kalan bir hastalık türüdür. Geçmiş dönemlerde arabalar el kranklıydı ve krank çevrilerek araba çalışırdı. Tabii ki bu çevirme sırasında aksilikler olduğu vakit krank el bileğine çarpabiliyor ve bu da kırığa sebep olabiliyordu. İşte bu sebeple bu tür el bileği sakatlıklarına o dönem şoför kırığı denilmekteydi.

Baca Süpürme Kanseri

Sanayi Devrimi ile birlikte evler bacalı olmaya başladı ve bu bacaların da temizliği yapılmalıydı. Bu sebeple de baca süpürücü olarak adlandırılan bir meslek grubu ortaya çıktı. Fakat bu oldukça tehlikeli bir işti ve bacayı temizleyen kişiler aslında kanserojen maddelerle uzun süre muhatap olmak durumunda kalıyorlardı. Bunun sonucu olarak bu işi yapan birçok kişi kanser sonucu hayatını kaybetti.

Ayakkabıcı Femuru

El yapımı ayakkabı yapan kişilerde kişi kucağına ayakkabıyı alır ve tabanlarını çekiçler. İşte bu işlemleri yaparken de uyluk kemiklerinde onlarca kırık oluşur. Fakat bu kırıklar oldukça küçük kırıklar olduğu için hissedilmez ve herhangi bir şekilde ağrı da yapmaz. Ama bu iş yıllarca yapıldığı vakit de görüntü olarak pek hoş olmayan bir kemik büyümesi durumu ortaya çıkar ve buna da ayakkabıcı femuru denir.

Kemancı Boynu

Bildiğiniz üzere keman çalan kişiler kemanı boyunlarına götürürler. Bu durum da bir süre sonra bu boyun kısmında iltihaplanmaya sebep olur ve buna da lokalize denmektedir. Sürtünme ve basınçtan kaynaklanan bu durumdan dolayı boyunda gözle görülen bir iltihap sorunu olacaktır. Eğer bu durum ciddiye alınıp tedavi ettirilmediği sürece daha ciddi sorunlara da yol açabilir. Fakat yeni kemanlarda bu iltihaba sebep olan bazı malzemelerin kullanılmasında dikkatli olunmakta ve bu durum daha nadir görülmektedir.

Bartın Kamp Alanları

Bartın yerli ve yabancı turist bakımından ülkemizin en önemli şehirlerinden biridir. Batı Karadeniz bölgesinde yer alan Bartın yaklaşık 60 kilometrelik bir sahil şeridine sahiptir. Yazları sıcak kışları ise oldukça serin geçen bu şehir kamp için oldukça idealdir. Ilıman bir havası vardır. Peki Bartın’ın en iyi kamp alanları hangileridir? Olanakları nasıldır?bartın kamp alanları nereler, bartında nerelerde kamp yapılır, bartında kamp yapma bölgeleri

  1. Kapı Suyu Plajı

Bartın’ın en güzel plajlarından biri olan Kapı Suyu Plajı huzurlu, sakin ve doğa harikası güzellikleri ile güzel bir kamp deneyimi için idealdir.  İlçe merkezine uzaklığı yalnızca 3 kilometredir. İhtiyaçları buradan karşılamak mümkündür. Elektrik, WC gibi olanaklar vardır. Ücretsiz bir alandır.

  1. Uluyayla Kamp Alanı

Doğa ile son derece iç içe olan bu alanda kamp yapmak oldukça huzurlu olacaktır. Burası aynı zamanda Türkiye’nin en uzun yaylası konumundadır. Merkeze uzaklığı yaklaşık 25 km kadardır. Yağışın bol olduğu bir yerdir. WX, dış gibi olanaklar bulunmamaktadır. Karavan ve çadır kampı için uygun bir alanı vardır. Ücretsiz bir kamp alanıdır

  1. Göldere Şelalesi Kamp Alanı

Kanatlı köyü içerisinde yer alan bu kamp alanı doğal güzellikleri yönüyle oldukça beğenilen bir bölgedir. Burada duyabileceğiniz tek ses şelalenin huzurlu akan sesi olacaktır. Engebeli ve taşlık bir alan olduğundan karavanların ulaşımı zor olabilmektedir. Olanaklar itibariyle yetersiz olsa da Amasra merkezine 30 km mesafede yer aldığından buradan ihtiyaçlar karşılanabilmektedir.

  1. Mugada Kamping

Mugada yolu üzerinde bulunan bu kamp alanı kamp severlerin uğrak yerlerinden biridir. Kamp alanı denize oldukça yakındır ve sessiz bir ortamı vardır. Kamp alanında çadırda, karavanda ya da bungalovlarda konaklamak mümkündür. Olanaklar bakımından zengin olup fiyatlar ortalama düzeydedir.

  1. Akarsu Kamping

Burası Amasra’ya yalnızca 20 km mesafede yer almaktadır. Aileler için uygun bir ortamı vardır. Pansiyonlarda da konaklamak mümkündür. Kamp alanında tuvalet, duş, yemek yeme eyerler, parkurlar ve otopark gibi olanaklar mevcuttur. Çadırda kalmak istemeyenler için bungalov ve çatı katı daireler mevcuttur. Fiyatlar sezona göre değişiklik gösterse de makul aralıklarda olduğunu söylemek mümkündür.

Hafıza Güçlendirme Teknikleri

Birçok kişi hayatının belli dönemlerinde hafızalarının nasıl güçlü olabileceği konusunda kafa yorarlar. Bunun için çok basit yöntemler bulunmaktadır. Hafızanızın daha da güçlü olması için yapmanız gereken bazı yöntemleri inceleyelim.

Klasik Müzik

Klasik müzik dinlemenin hafızaya iyi geldiği bilinmektedir. Bu sebeple Mozart gibi birçok klasik müzik sanatçısının şarkılarını günün belirli bölümlerinde dinleyebilirsiniz. Hafızayı güçlendireceği gibi aynı zamanda rahatlama hissi de oluşturacaktır.hafıza güçlendirme, hafıza güçlendirme tekniği, hafıza nasıl güçlenir

Yabancı Dil

Yabancı dil öğrenmenin de hafızaya oldukça iyi geldiği bilinmektedir. Çünkü yeni bir dil öğrenirken kelimeleri, kuralları ezberler ve bu sebeple de beynimizi oldukça etkin bir şekilde çalıştırırız bu da doğal olarak hafızanın daha güçlü olmasına yol açar.

Gülmek

Gülmek de hafızaya güçlendirir. Çünkü yapılan araştırmalar gösteriyor ki kişi stresten ne kadar uzak durursa işte o kadar hafızası da güçlü olur. Bu sebeple gülmek haricinde eğlendiğiniz aktiviteler de yapabilirsiniz. Gülmek için de arkadaşlarınızla bir araya gelebilir ya da komedi türünde başarılı bulduğunuz yapımları izleyebilirsiniz.

Televizyonu Kısın

Özellikle ileri yaşlarda çok fazla televizyon izlemenin alzheimer gibi birçok hastalığa davetiye çıkardığı bilinmektedir. Bu sebeple de ne kadar televizyonu hayatınızdan uzak tutup farklı aktiviteler yaparsanız daha iyi olacaktır.

Spor

Spor yapmak zaten bilindiği üzere sağlığa oldukça iyi gelmektedir. Bunun yanı sıra spor yapmanın beyin aktivitelerinizi yüzde 40 artırdığı da bilinmektedir. Bu sebeple boş vakitlerinizi spor yaparak değerlendirebilirsiniz.

Uyku Düzeni

Uyku düzeni ne kadar bozuk olursa işte o zaman sizin günlük yaşamınızdaki düzeniniz de o kadar kötü olacaktır. Bu sebeple de uyku düzeni oluşturmaya mutlaka özen gösterin. Günde ortalama olarak 7-8 saatlik bir uyku hem düzenli olmanızı sağlar hem de hafızaya iyi gelir.

Bu ve bunun gibi daha birçok farklı durum hafızayı güçlendirmektedir. Yani aslında iyi bir hafıza düzenli bir yaşam ve boş vakitleri iyi bir şekilde değerlendirmekten geçer. Bu sebeple de stresli bir hayatınız varsa stresinizi minimum seviyeye çekmeli ve kendiniz için daha iyi hobiler elde edinmelisiniz.

Mustafa Kemal Atatürk’e Önerilen 13 Soyadı

Mustafa Kemal Atatürk, Atatürk soyadını almadan önce birçok soyad da önerilmiş ve en sonunda Atatürk soyadına karar verilmiştir. Bilindiği üzere soyadı kanunu 2 Ocak 1935’te yürürlüğe girmiştir. Bunun amacı kişilerin karışmasını engellemek ve aynı zamanda bey, paşa gibi üstünlük belirten sıfatların ortadan kalkmasıydı. İlk olarak da cumhuriyetimizin kurucusu olan Mustafa Kemal Paşa Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından Atatürk soyadını almıştır. İşte Atatürk’ün Atatürk soyadını almadan önce önerilen diğer soyadları.mustafa kemale önerilen soyadları, atatürk soyadı nasıl ortaya çıktı

Etel ilk önerilen soyadı oldu. Büyük hükümdar Atilla’nın isminin orijinal okunuşuydu. Bir diğer önerilen soyad da Etelalp oldu ki bu soyadın anlamı da büyük kahraman anlamına geliyordu. Mustafa Kemal’in korkusuzluğunu ön plana çıkarmak için Korkut soyadı da önerilmiştir. Alp Arız’dan esinlenerek Arız soyadı da yine önerilen bir soyadı olmuştur.

Ulaş soyadı da bir Türk kahramanından esinlenirken Türk kahramanı Yağlıkçı oğlu Yazır’ın adı olan Yazır da önerilen bir diğer soyaddır. Emen soyadı da Türk kahramanı Ucen oğlu Emen Beg’den esinlenerek önerilmiştir. Güneş, ışık anlamına gelen Çoğaş da önerilen bir diğer soyaddır.

Yine Türk kahramanlarından biri olan Salır ismi soyad olarak önerilirken sağlam anlamına gelen Begit de önerilmiştir. Mustafa Kemal bilindiği üzere oldukça irfanlı bir kişiydi bu sebeple de Ergin soyadı da öneriken bir diğer soyad olmuştur. Yine Türk kahramanı Tokuş’un ismi önerilmiş son olarak da seçkin kimse olan Beşe soyadı önerilmiştir.

Önerilen soyadlarına bakıldığı vakit genel olarak geçmiş Türk kahramanlarının isimlerinden esinlenerek önerilen soyadlar olduğunu görüyoruz. Yine bazı bilgilere göre Mustafa Kemal’in Atatürk soyadından önce Öz soyadını kullandığı söylense de bunun resmi bir belgesi bulunmamaktadır. Atatürk soyadının bir diğer önemi bu soyadın sadece Mustafa Kemal tarafından kullanılıyor olmasıdır ve hep böyle kalacaktır. Ailesinden kişiler dahi Atatürk soyadını kullanmamıştır. Bunun sebebi olarak da ileride Atatürk soyadından geliyorum diye belli haklar iddia edecek olan kişilerin önüne geçmek istemesi olarak düşünülmektedir. Kız kardeşi Makbule’nin soyadı Atadan’dır.

Osmanlı’da Bayram Gelenekleri

Nerede o eski bayramlar klişesini bilmeyen yoktur. Peki bunu Osmanlı dönemine kadar götürüyoruz desek. İşte Osmanlı’da bayramlar nasıl kutlanırdı ne tür gelenekler vardı bunları kısaca inceleyelim.

Birçok bayramda padişahlar tamamen halka açık etkinlikler düzenlerdi. Bu etkinlikler o kadar eğlenceliydi ki halk gece yarılarına kadar bu etkinliklerde yer alırdı. Oyuncakçıların ve yiyecek tezgahlarının bulunduğu bu alanlarda durumu iyi olan kişiler bunların parasını öderken durumu olmayan halk da belli bir şekilde bedava karnını doyururdu. Günün ilerleyen vakitlerinde güreş, orta oyunları sergilenir ve halkın da en eğlendiği zamanlar bu vakitlerde başlardı.osmanlı bayram gelenekleri, bayram gelenekleri neler, osmanlı bayram kutlamaları

Nasıl ki yabancılarda Cadılar Bayramı’nda çocuklar şeker ve para toplardı eskiden Osmanlı’da da çocuklar evleri ziyaret eder ve ev sahiplerine belli başlı tekerlemeler söylerlerdi. Bu tekerlemeler sonucunda para vermeyen ya da hediye vermeyen evlerin kandillerini taşlarlardı. Günümüzde bu yerini çocukların kapı kapı gezip sadece şeker istemesine bıraksa da bu gelenek de yavaş yavaş bitmek üzere.

Osmanlı’da aynı zamanda bayram sabahı neler yapılması gerektiği kanunlarla da açık bir şekilde belirtilmiş durumdaydı. Buna göre fetih şehitlerinin mezarı ziyaret edilmekte daha sonrasında da aile kabristanına gidilmekteydi. Daha sonrasında kurban kesecekler kurban keser ve bayram da bu şekilde başlamış olurdu.

Kurban Bayramı’nda etleri sadece çocuklar dağıtırdı bu ciddiye alınan bir gelenekti. Eğer kurban kesilen evin küçük bir çocuğu yoksa da mahalleden bir çocuk bulunur ve bu çocuğa belli bir para verilerek eti dağıtması istenirdi. Aynı zamanda Osmanlı’da bayram hazırlıkları tam 15 gün öncesinden başlanırdı. Çünkü bayram için yeni kıyafetler dikilirdi ve siparişler verilirdi. Bunun yanında durumu iyi olan kişiler durumu olmayan tanıdıklarının da terzi masraflarını karşılardı.

Misafirlere öncesinde şeker sonrasında ise sade kahve verilirdi. Görüldüğü üzere bazı gelenekler tamamen ortadan kalkmış durumdayken bazı gelenekler de biraz şekil değiştirerek günümüze kadar gelmiştir. Fakat tabii ki değişen dünya düzeni sebebiyle eskisi gibi tamamen geleneksel şekilde kutlamak mümkün olmuyor ki bazı gelenekler Osmanlı’nın son döneminde bile ortadan kalkmış durumdadır.