ergenlik çağında gebelik, gebeliği önlemenin yolları, ergenlik çağında gebelik nasıl önlenir

Ergenlik Çağında Gebeliğin Önlenmesi Nasıl Olmalı?

Türkiye’de kanunlar izin vermese de geleneklerden kaynaklanan çok genç evlilikler ve bilgisizliğe bağlı ergenlik yaşı gebelikleri büyük sorun oluşturmaktadır.Tıbbi açıdan bakıldığında önemli olması gereken bu konu, toplumumuzda genellikle oluruna bırakılmıştır. Ülkemizde genellikle köylerde kızlarımız şehirlere göre oldukça erken evlenmektedirler. Çocukluktan erginliğe geçişte kişi, vücut yapısı ve ruhsal bakımdan pek önemli gelişmeler gösterdiği bir süreç içindedir.Henüz kendi kişiliğine varmadığı, kendi gelişmesini tamamlamadığı bu aşamada oluşan bir gebelik, ana ve çocuk sağlığı yönünden beraberinde pek çok sorunlar getirmektedir. Bu yaş grubunda özellikle okuma yazma bilmeyenlerin doğurdukları çocuklarda ölüm oranı çok daha fazla olmaktadır. İstatistiklere şöyle bir göz atmak gerçeği bütün açıklığıyla gösterecektir.Aile ve çevre, genç yaşta evlendirilen bu genç kızlardan âdeta doğurganlığını ispatlamasını beklemektedir. Bu nedenle gebeliği önleyici yöntem zaten genelde kullanılmamaktadır . Diğer yönden günlük gazetelere flaş haber olarak geçen erginlik çağının evlilik dışı, kaza olarak yanıtlanan gebelikleri, genç insanları bilinçsizlik ve bilgisizlik sonucu yaşamının baharında üstesinden gelemediği sonuçlara sürüklemektedir.ergenlik çağında gebelik, gebeliği önlemenin yolları, ergenlik çağında gebelik nasıl önlenir

TÜRKİYEDE AİLE PLANLAMASINDA KÜRTAJIN YERİ NEDİR

Tıbbi, din! ve ahlaki açıdan baktığımızda çocuk düşürmek ve aldırmak, yani kürtaj hiç de önerilecek bir yöntem değildir. Kürtaj kesinlikle yapılmaması gereken bir yöntemdir. Kürtajın kesinlikle bir aile planlaması yöntemi olmadığı bilinmelidir. Sağlık açısından da büyük sorunlar yaratmaktadır.Her şeyden önce kürtajın tabiat kanunlarına aykırı bir girişim olduğunu, bu nedenle daima yan etkileri olabilen, hatta hastanın ölümüne neden olabilen bir girişim olduğunu hiç unutmamamız gerekir.Bu tür girişimler yerine, aile planlamasına önem verilmeli ve gebeliği önleyici yöntemlerin yaygınlaştırılmasına çaba sarfedilmelidir. Geçtiğimiz yıllarda yapılan bir açıklamaya göre, Sağlık Bakanlığının bir araştırmasında, “Çocuk ölümleri ve çocuk düşürme nedeni ile gebeliklerin tümü nüfusa yansımamaktadır” deniyor ve şöyle devam ediliyordu. “Ailelerin istedikleri sayıda çocuk sahibi olmaları için etkili önlemlere başvurulmalıdır. Her yıl 270.000 kadın istemediği gebeliğe son vermek üzere kürtaj yaptırmakta veya kendi kendine çeşitli yoldan çocuk düşürmektedir.Araştırmada ayrıca, her yıl dünyaya gelen çocukların büyük bir kısmının bir yaşma gelmeden öldüğü belirtiliyor, Türkiye’deki çocuk ölümü oranı binde 126 olarak hesaplanıyordu. Bir yılda bazı verilere göre istenmeyen 450.000 gebeliğin gerçekleştiği ileri sürmüştür.Bebek anormalliği yapı bozukluğu gibi nedenlerle bu işlem yapılacaksa kesinlikle 10. haftayı geçmemek gerekir. 10. haftadan sonra geçen her günle beraber sakıncalar ve tehlikeler orantılı olarak artmaktadır. Bu girişimde tıbbi açıdan bakıldığında üzerinde durulacak pek çok nokta vardır. İlk önce gebenin genel sağlık durumunda, bu girişimi kötü yönde etkileyecek başka ne gibi bozukluklar vardır, diye titizlikle araştırmak gerekir.Annenin ve babanın kan grupları saptanmalıdır. Anne ve babanın kan gruplarında uyuşmazlık var ise, hangi tip uyuşmazlık olduğu saptanmalıdır. Örneğin annenin Rh faktörü (-) negatif, babanın Rh faktörü (+) pozitif ise, daha ileride planlanan gebeliklerde kan uyuşmazlığına yol açmamak, ileride doğacak bebeklerin bu uyuşmazlık nedeni ile belirli bazı hastalıklardan korunması veya ölmesini önlemek için, bazı özel ilaçlar verilerek önlem alınması gerekecektir. Eğer kan grupları bilinmez ve bu önlemler alınamazsa, bu yüzden kadın ileride hiç çocuk sahibi olamayacak veya doğan çocuklarda acil bakımı gerektirecek bazı hastalıklar ortaya çıkacaktır.Hastanın daha önceki doğum ve düşükleri geçirdiği önemli hastalıklar ve ameliyatlar hakkında detaylı bilgiyi hekime vermesi gerekir. Geçirdiği ameliyatlarda veya diğer nedenlerle daha önce kan verilip verilmediği, kan verildi ise kendi kan grubundan mı yoksa acilen başka kan grubundan da kan verilip verilmediği saptanmalıdır.Kan verildi ise, verilirken ateş veya diğer başka . yan etkilerin görülüp görülmediği bilinmelidir. Bundan başka diğer bazı sorular da yanıtlanmalıdır.Hastanın bilinen alerjisi var mı? Hastanın lokal anesteziklere, yani bölgesel uyuşturuculara alerjisi var mı? Bundan başka hasta, epilepsi, yani havale, kansızlık, kanser, meme uru, şeker hastalığı, kilo kaybı, kalp şikâyetleri veya hastalıkları, yüksek tansiyon, varis, karaciğer iltihabı, böbrek hastalıkları, migren, döl yolu akıntısı gibi hastalık ve şikâyetlerini eksiksiz olarak hekime bildirmelidir.Özellikle Herpes, Klamidya, bel soğukluğu ve frengi, AİDS gibi cinsel yolla bulaşan hastalıkları geçirmiş veya hâlen böyle bir durumdan şüphesi var ise çekinmeden doktora anlatmalıdır. Bu girişim ancak deneyimli Kadın Hastalıkları hekimler tarafından ve hastanede yapılmalıdır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir